27 Nisan 2010 Salı

ezik emre.


günlerdir emre'nin "surprizini" bekliyorum ama yok gelmiyor! heralde emreciğim bunu da başaramadı=) pes etmiş olabilir bu aralar sesi pek çıkmıyo. ya da bi fırtına öncesi sessizlik durumu vardır?!
tabi biz emre'yi beklerken öneriler çoğaldı. buyrun afiyet olsun..

ifiwereinlondon..

..yanımdakilere “ if you were in Istanbul what you do? “ şeklinde muhabbet açıcı eziyet cümleleri kurardım.

..“Greater London , sen mi büyüksün ben mi ?” isyanına ortak olurdum.

..Tower Bridge’in üzerinden Thames nehrine bakar , normalde içmememe rağmen yakardım bir sigara.

..Hintliler ile Pakistanlıları bir platformda buluşturur sonra da “ Neden sizi ayıranlarda buluştunuz?” şeklinde serzenişe vururdum kendimi.

..atlı İngiliz polislerinden “ Abi bi tur binim mi?” şeklinde istekte bulunurdum.

..o mükemmel ingiliz aksanına ağzım açık dalar, bildiğim bütün dilleri unuturdum.

.. parlamento binasına perde gerip gece yarısı v for vendetta izlerdim, sonra tutuklanırdım falan.

..klasik telefon kutularına girer filimlerde ki gibi pozlar verirdim.

canım arkadasım emre herşey bitince o suratının alacağı şekli merak ediyorum!=)

19 Nisan 2010 Pazartesi


Emre bügün beni aradı ve "sana bi surprizim var bekle!" dedi. nasıl heycanlandım nasıl merak ettim anlatamam.
Emreciğim al bu da benim sana surprizim...=)

if i were in london..

.. İstanbul’da olsam ne yapardım diye düşünürdüm.

..Marks & Spencer gerçekten orta sınıfın mağazası mı kontrol ederim.

..Kraliçe Elizabet’i “Ne zaman Kral olacak bu Charles, adam bildik bileli prens” şeklinde protesto ederdim.

..Tower Bridge’in üzerinden Thames nehrine bakar , normalde içmememe rağmen yakardım bir sigara.

..Lampard’ı bulur “ Abi sen insan mısın?” diye sorardım.

..abi İngiliz bu işi biliyor rutinine düşüp düz insan olurdum.

..en klas Burberry mağazasına gider, selamlar ben patchwork kursu için gelmiştim der, burberry’nin awareness ını top eder oynarım.

..Hyde Park’da John Locke üzerinden demokrasi konuşur olurdum.

hadi bana yardıma devaaaaaam! emre gercekten o kadar gıcık bi tipki kazanmam sart!

17 Nisan 2010 Cumartesi


Sabahın köründe kalkıp 4 saatlik uykuyla konferanslarda dolanıyorum deli gibi! hala da uyumadım..
canım arkadaşlarım sağolsunlar eve gelip yatağıma kavuşamadım. gidip trivial pursuit oynadık bol bol çay eşliğinde. ama yendik aferin bize =)

Bu aradaaaa gördüm ki emre'nin destekçileri varmış. yapmayın yaaa emre heycanlanıyor falan siz boyle yapınca=)

ve tabi unutmamak lazım :

if i were in london..

..toweri ziyaret eder kendi kendime shakespeare in orda gecen oyunlarindan sahneler oynardim.

..bi pubin onune sigara icmeye cikar herkesle birlikte sigara yasaginin ne can sikici oldugundan bahsederdim.

..kusana kadar dönme dolaba binerdim.

..kraliyet bale okulunun kapisinda dikilir afislere bakar girip cikan danscilari izlerdim.

..london zooya gider ordan oraya kosusturur sonra kafesinde cocuklarla birlikte pasta yerdim.

..covent garden da alisveris yapardim sonra sokak gosterilerini izlerdim.

15 Nisan 2010 Perşembe


dün bütün gece ödev yaptım..bi ara etrafta pembe domuzcuklar dolaşıyordu anlayın halimi!nese odevi teslim ettim bi rahatladım.

sonra bi ara emre aradı beni çok kızmış! bana. dedim emre bu işler boyle=) sanırım benim icin kotu planları var..

twitter da (http://twitter.com/ifiwereinlondon) öneriler birikmiş. bunlar da hoşuma gidenler :

ifiwereinlondon...

...tum pub'lari tek tek gezer köpek gibi içer en sonunda da british kızlarla hazin ama tipik sonu paylasıp yerlerde sürünürdüm!

..Portobello'da ayaklarıma kara sular inene kdr vintage dükkanlari gezer, sonra yaktığım kalorileri en renkli cupcake'le alırdm.

..araba kiralayıp, bi de sağdan akan trafikte nasılım ona bakardım.

..zenci kuaforlerinden birine saçlarımı yaptırır tatil boyunca o örgülerle gezerdim.

..burberrys'in şehir dışındaki outletine bi şekilde ulaşır londra havasina uymak için kendime bolca kareli ıvır zıvır alırdım.

.. mutlaka bir irish pub da maç izlerdim çığlık çığlığa holiganlarla.

..fish and chips'in dibine vururdum.

..Hyde park ta ki kürsülerden birine çıkar etrafımda toplanıcak küçük kitleye içimden gelenleri bağıra bağıra anlatırdım.

ne dersin emre sanırım ben kazanıcam ;)

ha bu arada biri de "@ifiwereinlondon selam?" yazmış onu anlamadım.

14 Nisan 2010 Çarşamba

tugce!!


Bebegim tuce <3 demis ki :
if i were in london ingilizlerin o aksanını ağzım açık şekilde dinliyor olurdum.

Birlikte gidip eblek eblek dinleyelim=)

kötü uyandım ama sonra mutlu oldum =)

Of bugün çok kötü uyandım! resmen cığlık attım.. "Kötü rüya" görmüşüm de!!...hayatımda ilk defa çığlık atarak uyanıyorum. Hiç öyle filmlerde gördüğümüz gibi yataktan fırlanmıyormuş. hayal kırıklığı oldu benim için!
Sonra beni reklam filmi görüşmesine çağırmışlar gittim geldim. laf aramızda senaryo biraz uyduruktu :p
ama eve bi geldim mutlu oldum insanlar yardım etmeye başlamış bana!(emreeaa arkamda büyük bi toplulukla geliyorum hazır ol!)
işte bunlar da destekçilerimin fikirleri =) :

Londra'da olsaydım..

..daily ticket alıp sabahtan akşama kadar o otobüs senin bu otobüs benim gezerdim.

..Londra belediye binasının önüne gider bütün gün fotoğraf çektirirdim :).

..köprüde bardakta mısır yerdim.

..o kocaman dönme dolapta bir gün geçirir içinde piknik yapardım. (bunu kesinlikle yapmalıyım=))

..garfield gibi Big Ben'in şakalı fotoğrafını çekerdim.

..butun sarı mavi gözlü cocukları gotürürdüm :p

..British aksanıyla konuşmak için kasardım.

..gülmemesi gereken askerleri güldürmeyi başarırdım.

..kalabaliğin içinde "arkadaşlar aranızda ülker çikolatalı gofret sevmeyen var mı ?" diye bağırırdım.


DAHA ÇOK! daha çok=)

ha bu arada Emreciğim arkandan konuşuluyor demedi deme :p

13 Nisan 2010 Salı

ve emre ilk 5 !!


Londra'da olsaydım..

..Pret-a-manger den sandviçimi alıp Hyde Park'ta tıkınıyor olurdum..

..kırmızı telefon kulübesine girer bütün gün çıkmazdım..

..çılgınlar gibi alışveriş yapardım..

..Big Ben'in karşısına dikilip "sen mi büyüksün ben mi ?" diye sormak isterdim..

..British Museum'a girip 15'dk da sıkılıp çıkardım..

tivit tivit tivit

Bana burdan da yardımcı olabilirsiniz =) :

http://twitter.com/ifiwereinlondon

ha bu arada..

Bu da Paris'e gidip 5 şeyden fazla aktivite yapamamış olan Emre!

Londra'da yapcak 1000 şey bulurum !

Her şey Emre’nin Londra’ya gitmek isteyişimi küçümsemesi ve alay etmesi ile başladı. Neymiş ben Londra’da yapamazmışım, Londra bana göre değilmiş , gitsem hiç bişey yapmazmışım dışarı dahi çıkmazmışım. Hatta “sefil yaratık” şu cümleyi bile kurabildi “ Kız başına ne işin var senin Londra’da?”. Belki bir öğleden sonra boyunca tartıştık..görenler şaşkın , neden kavga ettiğimizi soruyorlar. Fakat biz hiç aldırış etmeden devam ediyorduk, sanki İngiltere Kraliyet Ailesinin bir ferdiymişçesine savundum Londra’yı , resmen sir ünvanına göz kırptım.

Ve Emre’ye şu iddialı cümleyi kurdum “Sana istersem Londra ‘da yapacağım 1000 tane şey söylerim” ve artık geri dönüşü yoktu , alaycı bir tavırla söylenen “Bul da görelim , minik” içimdeki canavarı ortaya çıkardı. Oracıkta saydım birkaç tanesini şunu yaparım bunu yaparım, gereksiz arkadaşım Emre ise sakin “sabaha kadar saysan hatta yaza kadar saysan , hatta herkesten yardımda alsan olmaz bulamazsın 1000 şey” dedi.

Bu blogun amacı yaza kadar Londra’da yapacağım 1000 tane şey bulabilmek. Ben sözümden vazgeçmedim , vazgeçmeyeceğim..belki hiç görmediğim hatta göremeyeceğim bir şehir olacak Londra ama o 1000 şeyi bulacağım. Yardımlarınızı ve desteğinizi bekliyorum. Bu arada eğer orada benim yazdıklarımı okuyan birileri varsa sizler de bana “Londra’da olsam” ile başlayan fikirlerinizi gönderebilirsiniz bunlar da iddiamız kapsamında kabul ediliyor. Ayrıca yapacağımız şeyler mantıklı olmak zorunda değil J